Devrim niteliğindeki kan testi ile binlerce kanser hastası kemoterapiden kurtulabilir

Erken evre bağırsak kanseri genellikle ameliyatla tedavi edilir, ardından doktorlar bazı kanser hücrelerinin geride kaldığını düşünürse kemoterapi veya radyoterapi uygulanır. Yeni test, kan dolaşımındaki tümör DNA’sının parçalarını tespit ederek daha fazla müdahalenin gerekli olup olmadığına dair daha doğru bir değerlendirme sağlıyor. Gereksiz yere tedavi edilen hasta sayısını azaltmak, kaynakların korunmasına ve NHS tedavi yığılmasıyla mücadele çabalarının artırılmasına da yardımcı olacaktır.

Melbourne Üniversitesi’nde tıbbi onkolog olan çalışma lideri Jeanne Tie, doktorların hastaların ameliyattan sonra kemoterapiye ihtiyacı olup olmadığına karar verirken genellikle “büyük bir ikilem” ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Ekledi: “Bu, klinikte bu testin yararlılığını gösteren ilk denemedir.

“Bu kan testini rehberlik etmesi için kullanmak size çok daha fazla kesinlik sağlıyor. En büyük avantajı tedaviye ihtiyaç duyan hasta sayısını azaltmasıdır. Birey için kemoterapiye ihtiyaçları olmadığının söylenmesi harika.”

455 kanser hastasının katıldığı bir denemede, 302’sine DNA testi uygulandı ve 153’üne standart yöntemler kullanılarak klinisyenler tarafından gelecekteki tedavileri kararlaştırıldı. DNA grubundakilerin yaklaşık yüzde 15’i, standart bakım grubundaki yüzde 28’e kıyasla kemoterapiye devam etti.

Nüks oranı her iki grupta da aynıydı, bu da testin yorucu ek tedavi gören insan sayısını yarıya indirebileceğini düşündürdü.

Testin pankreas kanseri ve bağırsak kanserinin farklı evreleri olan hastalara yardımcı olup olmayacağını görmek için daha ileri çalışmalar yapılıyor.

İngiltere’de her yıl yaklaşık 42.000 kişiye bağırsak kanseri teşhisi konuyor. 2016 yılında hastalığa yakalanan 40 yaşındaki Podcast-ter Dame Deborah James, farkındalık yaratmak için mücadele ediyor.

Benzer bir deneme İngiltere’de de sürüyor ve uzmanlar bu tür bir testin üç ila beş yıl içinde NHS’de kullanıma sunulabileceğini söylüyor.

İngiltere’nin TRACC çalışması, 1.000 bağırsak kanseri hastasını işe aldı ve Royal Marsden’de bir tıbbi onkolog olan Profesör David Cunningham tarafından yönetiliyor.

American Society of Clinical Oncology’nin Chicago’daki yıllık konferansında sunulan Avustralya bulgularının bu tür çalışmaların “önemini pekiştirdiğini” söyledi.

“Bütün bunlar, sağlık hizmetlerinin daha verimli ve etkili bir şekilde sunulmasına katkıda bulunabilir.

“Her zaman noktasında birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Ancak bu ister önleme, teşhis, erken teşhis ve ardından kanserli insanları tedavi etmek olsun, verimliliği artırabilirseniz iş yükünü etkileyebilirsiniz.”

Her yıl yüksek riskli evre iki veya üç bağırsak kanseri teşhisi konan 13.000 kişiden yarısının gereksiz kemoterapiden kurtulabileceğini tahmin etti. Ayrıca gelecekte diğer kanserler için DNA testlerinin “her yerde” kullanılacağını öngördü.

İngiltere Kanser Araştırmaları baş klinisyeni Profesör Charles Swanton şunları söyledi: “Bu heyecan verici çalışma, kişiselleştirilmiş DNA testlerinin doktorlara kanseri daha erken yenmek için ihtiyaç duydukları zekayı verebileceği geleceğe bir bakış sunuyor.

“Bu çalışma, ameliyattan sonra kan dolaşımındaki tümör DNA’sının test edilmesinin, hangi hastaların daha sonraki kemoterapi turlarından fayda görebileceğini belirleyebileceğine dair kanıt sağlıyor.”